
SEİNE NEHRİ
La Seine
Her büyüleyici kentin arkasında bir nehir vardır.
Sen varsın Paris’in arkasında da La Seine.
Paris’i Paris yapan da sensin.
Kalbinin tam ortasından ikiye böldüğün kentin atardamarısın.
Eyfel kulesi bu kadar heybetli durur muydu sırtını sana dayamasa?
Senin sihrin olmasa kim kurardı Eyfel’i oraya?
Bu kadar güleç yüzlü olur muydu Concordoate Meydanı,
bu kadar umut dolu bakar mıydı sen olmasaydın yanında.
Champ Elysee caddesi şairlerin esin kaynağı olur muydu sensiz.
Kim söylerdi sensiz La Seine’yi?
Sen olmasan Hugo yazabilir miydi Les Miserables’i.
Sen geç Paris’i, Fransa Fransa olamazdı sen olmasan.
Bir sarmaşık gibi sardın Fransa’yı yedi yüz yetmiş yedi km’lik gövdenle.
Köklerin Burgonya dağlarında, yaprakların Le Havre’ de.
Ballarını Manş denizine(English Channel) akıtır oradan yayarsın dünyaya.
Çok arzulamıştı Napolyon senin kıyılarına gömülmeyi.
Çok üzgün bakıyordun gökyüzüne, 1944’de Nazilerin postal seslerini işittiğinde.
O yıl hiç yakamoz oluşmamıştı sularında.
Küskündün.
Ne çok utanmıştın 1961’de haklı ve suçsuz olan Cezayirliler sularında boğulduğunda Saint Michelle köprüsünden atılarak.
Yer çekimine tüm gücünle direniyordun onlar boğulmasın diye.
O gün kıpkırmızıydı mavi ve yeşil suların.
Oysa sen durgun akardın dünya durulsun diye.
Barışın umudun kenti olarak görmek isterdin Parisi.
Parisliler umut perisi olsun isterdin dünyanın.
Senin kıyılarında gülen yüzleri çizilmeliydi dünyanın.
Gene de umudusun dünyanın La Seine.
Senin hayat verdiğin Paris dünyayı gerçekten dünya yapacak bir gün.
Umut senin sularından beslenecek.
Demirhan Atilla



Saint Michelle Köprüsü